Kızılelma: Bir Fetih Öyküsü

Zaferle sonuçlanan Sırp Seferi’nin hemen ardından II.Murad, Belgrad Seferi için hazırlıkların başlamasını emreder. Sadrazam Hacı Paşa ise divanda Belgrad seferine çıkılmasını felaket olarak gördüğünü belirtir fakat aslında bu görüşünün altında yatan başka planları vardır.

Akşemseddin, yaptığı savunmayla Sultan’ı etkilemeyi başardığı gibi uzun zamandır kötü durumda olan Hüma Hatun’u da iyileştirir. II. Murad, bakışları üzerine çeken Akşemseddine, Şehzade Mehmed’in lalası olmasını teklif edecektir.

Hacı Paşa, Sultanın ardından iş çevirmesinin bedelini ağır bir şekilde öderken Çandarlı Halil Paşa yeni veziriazam ilan edilir. Bu sırada Akşemseddin ise Mehmed’in lalası olmayı kabul edecektir.

Yola çıkan heyet, Hüma Hatun’un baygınlık geçirmesiyle Edirne’ye dönmek zorunda kalır. Çandarlı Halil, ayarladığı hekime Şehzade Alaaddin’in ve Hüma Hatun’un Akşemseddin’in uyguladığı tedavinin tesiri nedeniyle bu halde olduklarını söylettirir.

Akşemseddin daha önce de çeşitli iftiralara maruz kalmıştır. Boynu vurulmak üzeredir. Çandarlı Halil Paşa, kurduğu tezgâhın işlemesinden dolayı oldukça mesut olsa da Şehzade Mehmed bu durumu içine sindiremez.

Hekim Süleyman’ın konağında yapılan tahkikat, nihayet meyvesini vermeye başlayacaktır. Akşemseddin ise hakkında verilecek hükmü beklerken talebesi Şehzade Mehmed ziyaretine gelir.

Akşemseddin’in telkinleri ile Mehmed’e dikkat kesilmeye başlayan II. Murad’ın bu eğilimini fark eden Alaeddin’in annesi Jeni Hatun, bir plan kurar. II. Murad ise Alaaddin’i ordu komutanı olarak Karamanoğlu’nun üstüne gönderme kararı alır.

Lalalığını yaptığı Alaaddin, adım adım Osmanlı tahtına yürürken bunda pay sahibi olan Çandarlı Halil Paşa gururlanır. Hayalini kurduğu fetih ülküsünden koparılan Mehmed ise hocası Akşemseddin ile beraber Manisa’nın yolunu tutacaktır.